flesh and blood

"flesh and blood" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 51 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Genel
1	Genel	flesh and blood s.	kanlı canlı
If it had been a flesh and blood one, you would have been sorry to see it disappear. Eğer kanlı canlı biri olsaydı, yok olduğunu gördüğünüze üzülürdünüz. More Sentences
Deyim
2	Deyim	flesh and blood expr.	etten kemikten
Sure, modern humans were flesh and blood like other animals. Elbette modern insanlar da diğer hayvanlar gibi etten kemiktendi. More Sentences
Genel
3	Genel	flesh and blood i.	akraba
4	Genel	flesh and blood i.	soy
5	Genel	flesh and blood i.	nesil
6	Genel	flesh and blood i.	insan doğası
7	Genel	flesh and blood i.	insanlık
8	Genel	flesh and blood i.	madde ve gerçeklik
9	Genel	flesh and blood s.	canlı
10	Genel	flesh and blood s.	yaşayan
11	Genel	flesh and blood s.	hayatta olan
Konuşma Dili
12	Konuşma Dili	flesh and blood i.	insanoğlu
13	Konuşma Dili	flesh and blood i.	insan
14	Konuşma Dili	flesh and blood i.	insanlık
Deyim
15	Deyim	flesh and blood i.	insan vücudu
16	Deyim	flesh and blood i.	etten kemikten bir vücut
17	Deyim	flesh and blood i.	yalnızca bir insan vücudu
18	Deyim	flesh and blood i.	sınırları olan insan vücudu
19	Deyim	flesh and blood i.	gücü bir yere kadar olan insan vücudu
20	Deyim	flesh and blood i.	gerçekte karşılaşılan (insan)
21	Deyim	flesh and blood i.	yüz yüze görüşülen/görülen (insan)
22	Deyim	flesh and blood i.	kanından olan kimse
23	Deyim	flesh and blood i.	kan bağı olan kimse
24	Deyim	flesh and blood i.	kanından canından olan kimse
25	Deyim	flesh and blood i.	etten kemikten bir varlık
26	Deyim	flesh and blood i.	ete kemiğe bürünmüş varlık
27	Deyim	flesh and blood i.	etten kemikten insan
28	Deyim	flesh and blood i.	yalnızca insan
29	Deyim	flesh and blood i.	kusurları olan insan
30	Deyim	flesh and blood i.	herkes gibi kusurları olan insan
31	Deyim	flesh and blood i.	mükemmel olmayan insan
32	Deyim	flesh and blood i.	kusurlarıyla insan
33	Deyim	flesh and blood i.	yaşayan insan vücudu
34	Deyim	flesh and blood i.	etten kemikten bir insan vücudu
35	Deyim	flesh and blood i.	kanlı canlı insan vücudu
36	Deyim	flesh and blood i.	canlılık
37	Deyim	flesh and blood i.	dirilik
38	Deyim	flesh and blood i.	hareket
39	Deyim	flesh and blood i.	hareketlilik
40	Deyim	flesh and blood i.	kendi/öz akrabası
41	Deyim	flesh and blood i.	kendi kanından kimse
42	Deyim	flesh and blood i.	kendi kanından canından kimse
43	Deyim	flesh and blood i.	kendiyle aynı kanı taşıyan kimse
44	Deyim	flesh and blood i.	ailesinden olan kimse
45	Deyim	flesh and blood i.	kendi soyundan kimse
46	Deyim	flesh and blood i.	soydaş
47	Deyim	flesh and blood i.	ailenin bir ferdi/üyesi
48	Deyim	flesh and blood i.	aileden biri
49	Deyim	flesh and blood i.	gerçekte var olan kimse
50	Deyim	flesh and blood i.	gerçek kimse
51	Deyim	flesh and blood i.	etten kemikten kimse

"flesh and blood" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 55 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Genel
1	Genel	flesh-and-blood s.	kanlı canlı
2	Genel	flesh-and-blood s.	canlı
3	Genel	flesh-and-blood s.	yaşayan
4	Genel	flesh-and-blood s.	hayatta olan
Konuşma Dili
5	Konuşma Dili	one's own flesh and blood i.	yakın akraba
6	Konuşma Dili	more than flesh and blood can stand expr.	dayanılmaz
7	Konuşma Dili	one's own flesh and blood expr.	aynı kandan
8	Konuşma Dili	more than flesh and blood can stand expr.	çekilmez
9	Konuşma Dili	more than flesh and blood can stand expr.	dayanılır gibi değil
10	Konuşma Dili	one's own flesh and blood expr.	kanından
Deyim
11	Deyim	your (own) flesh and blood i.	aynı kandan/soydan olan akrabaların
12	Deyim	your (own) flesh and blood i.	yakın akrabalar
13	Deyim	flesh-and-blood human beings i.	etten-kemikten insan
14	Deyim	your flesh and blood i.	aynı kandan/soydan olan akrabalar
15	Deyim	your flesh and blood i.	yakın akrabalar
16	Deyim	be somebody's (own) flesh and blood f.	birinin (öz) akrabası olmak
17	Deyim	be flesh and blood f.	etten kemikten olmak
18	Deyim	be flesh and blood f.	aynı soydan olmak/gelmek
19	Deyim	be flesh and blood f.	akrabası olmak
20	Deyim	be flesh and blood f.	herkes gibi kusurları olmak
21	Deyim	be flesh and blood f.	yalnızca insan olmak
22	Deyim	be flesh and blood f.	insani kusurları olmak
23	Deyim	be flesh and blood f.	kanından olmak
24	Deyim	be flesh and blood f.	kan bağı olmak
25	Deyim	be flesh and blood f.	kanından canından olmak
26	Deyim	be flesh and blood f.	insan olmak ve mükemmel olmamak
27	Deyim	more than flesh and blood can stand zf.	kanını kurutacak kadar
28	Deyim	more than flesh and blood can bear zf.	iliğini kurutacak kadar
29	Deyim	more than flesh and blood can stand zf.	etinden et koparılmış kadar
30	Deyim	more than flesh and blood can bear zf.	insanı öldürecek kadar çok
31	Deyim	more than flesh and blood can stand zf.	insanı öldürecek kadar çok
32	Deyim	more than flesh and blood can bear zf.	can dayanmaz
33	Deyim	more than flesh and blood can stand zf.	can dayanmaz
34	Deyim	more than flesh and blood can bear zf.	kanını kurutacak kadar
35	Deyim	more than flesh and blood can stand zf.	insanın dayanamayacağı/katlanamayacağı kadar çok
36	Deyim	more than flesh and blood can stand zf.	iliğini kurutacak kadar
37	Deyim	more than flesh and blood can stand zf.	insanın dayanabileceğinden/katlanabileceğinden daha fazla
38	Deyim	more than flesh and blood can bear zf.	canından bezdirecek kadar
39	Deyim	more than flesh and blood can bear zf.	insanın dayanabileceğinden/katlanabileceğinden daha fazla
40	Deyim	more than flesh and blood can stand zf.	canından bezdirecek kadar
41	Deyim	more than flesh and blood can bear zf.	etinden et koparılmış kadar
42	Deyim	more than flesh and blood can bear zf.	insanın dayanamayacağı/katlanamayacağı kadar çok
43	Deyim	more than flesh and blood can endure expr.	çekilmez
44	Deyim	more than flesh and blood can endure expr.	kanını kurutacak kadar
45	Deyim	more than flesh and blood can endure expr.	iliğini kurutacak kadar
46	Deyim	more than flesh and blood can endure expr.	canından bezdirecek kadar
47	Deyim	more than flesh and blood can endure expr.	dayanılır gibi değil
48	Deyim	more than flesh and blood can endure expr.	dayanılmaz
49	Deyim	more than flesh and blood can endure expr.	etinden et koparılmış kadar
50	Deyim	more than flesh and blood can endure expr.	insanın dayanabileceğinden/katlanabileceğinden daha fazla
51	Deyim	more than flesh and blood can endure expr.	insanı öldürecek kadar çok
52	Deyim	more than flesh and blood can endure expr.	insanın dayanamayacağı/katlanamayacağı kadar çok
53	Deyim	more than flesh and blood can endure expr.	can dayanmaz
54	Deyim	I'm only/one's own flesh and blood expr.	ben sadece insanım
55	Deyim	I'm only/one's own flesh and blood expr.	ben etten kemikten bir insanım